Algı, farkındalık, fenomenler, yarattığımız paradigmalar duygusal sermayelerimiz. Entelektüel birikimler yada keşkeler. Hay Allah dediklerimiz, ısrarla dua ettiğimiz yakalamak uğruna zamanımızı harcadığımız hederlerimiz tüm bu yapmalar etmeler
Koşa koşa gidişler ….
Hayatımıza aldığımız bunca olay ,en kıymetli değerlerimizi teslim ettiğimiz zamanımız.
Son iki gün , bir haftanız yada geçtiğimiz ay yada yıl. Neler götürdü, neler getirdi
Sürprizler şans dediklerimiz….
Bunların arasındaki bağ, size bir anda idrakler yaşattı mı?
Vay beee dediğiniz şoklar, şaşırmalar oluyor mu?
Hiç epifani yaşıyor musunuz?
Hıristiyan dünyasındaki karşılığı ise üç müneccimin henüz bebek olan İsa’yı ziyaret etmesi ve tanrılığını açıklaması olarak kabul ediliyor. Baba’nın sesi göklerden duyulmuştur, vücut bulup insan olmuş olan Oğul fiziksel bir şekilde Ürdün Nehri’ndedir, Kutsal Ruh bir güvercin şeklinde Oğul’un üzerine inmiştir.
Epifani ”tanrının göründüğü an” diye de tanımlanır
Ben daha çok bu terimi bir anlık yüksek anlayış yada farkındalık için kullanıyorum.
Bazen rüyada bazen yakaza halinde, hani sadece bir duyuş yada kokuda, acıda alakasız bir selamda.
Belki, uzaklardan gelen bir dostta yada sevgilinin gözlerinde…..
İşte bu epifani. İnsanın hayat amacını fark etmesinin ilk adımı diye düşünürüm
ne büyük mutluluk 🙂
Zamanı yakala, Yıldızlar arası, Avatar, Alice harikalar diyarında…. ne kadar güzel senaryolar.
Hiç kendinizi karşınıza oturtup konuştunuz mu..Yada gözlerinizin içine uzun uzun aynada baktınız mı , Aret Vartanyan’ın aynası gibi bir aynanız var mı? İç dünyanıza daldığınız…
Yada evlilik yıldönümlerinde soruyor musunuz ” Evliliğinizin temel dayanakları ”nelerdir?
Seçmediğim bir anne babanın benim hayatımdaki rolü nedir, neden bir başkası değil de …O?
Şöyle Sezen Aksu’nun söylediği gibi, ‘çıkalım yıldızlardan, bakalım dünyadaki neslimize ”
dediğiniz oluyor mu hiç?
Her şey üstünüze gelir gibi olduğunda ters yolda mıyım diye düşünürmüsünüz?
Yada puzzlenin bir parçasını bulduğunuz an…
İşte bu bütün soruların cevaplarını fark ettiğiniz an EPİFANİ dir.
Benim en büyük epifanimi etrafımı oluşturanların tamamının ben den yansıyan gölge kimliklerim olduğunu anladığımda yaşamıştım.
Etrafımdaki değişimlerin gelişme süreçlerimin yansıması olduğunu, içimden taşarak tezahür ettiğini , içinizde idrak edemediklerimizin olaylar diliyle bize idrak ettirildiğini anladığımda da bir epifaniydi yaşadığım.
Bağımlılık yapar mı.? Bir çok örnekleri var James Joyce hikayelerinde bu bağımlılıktan da çokça söz etmiştir..
Bana sorarsanız yaşamın en güzel yanlarından…
Epifanileriniz bol olsun…